8 Mart 2014 Cumartesi

Süt Çiftliği

'' benim hayat hikayem bugüne kadar okuduklarınızdan biraz değişik ...  annemin uğradığı tecavüz sonrasında ülkemin en büyük süt çiftliğinde kardeşimle birlikte dünyaya geldik. annemizin karnındayken doğduğumuzda yaşayabilceğimiz güzel şeyleri hayal etmiştik birlikte . o erkekti bense kız . cinsiyetin çok önemli olduğunu düşünmemiştim . ama doğduğumda ilk öğrendiğim şey bu oldu . henüz annemizin karnından çıkalı 5 dakika bile olmamıştı , hala bedenlerimiz ıslaktı . etrafımızda anneme benzeyen bir sürü inek vardı , ama ben annemi gözlerinden tanımıştım .  canı çok yanmış olucak ki yere yatmış kıpırdamadan bize bakıyodu ... kocaman taştan duvarların içerisindeydik . yukarıdaki bikaç camdan içeri sızmaya çalışan güneş ışığı bize bakan annemin yüzünü aydınlatmıştı biraz . bi anda gözlerim kardesimi aradı . yanımda yoktu !sesini duyabiliyodum ,ama onu göremiyodum. etrafıma bakındım , annem de benim gibi çok telaşlıydı ayağa kalkıp yanıma geldi beni kokladı. bense hala kardesimin sesinin nereden geldiğini anlayamamıştım ki bi anda toplama arabasının içinde üst üste atılmış yavruların arasında minik erkek kardesimi gördüm . arabayı süren adam sırayla bölümleri dolaşıp yeni doğmuş yavrulardan erkek olanları seçip toplama arabasının içine fırlatıyodu . o gün onları sırf erkek oldukları için süt endüstrisinin işine yaramadığından mezbahaya götürdüklerini anlamamıştım . ama annem sanırım her şeyi biliyodu ... bunu gözlerinden dökülen yaşlardan anlamıştım . ben anneme bakıyodum annemse caresizce uzaklaşan erkek kardesime ... ben daha ilk şoku atlatamamışken birinin beni kolumdan kavrayıp sürüklemeye başlamasıyla az öncekine benzer bi arabanın içine atması bir oldu . annemin bağırış seslerini duyuyodum .  ağlamaya başladım . sonra ağlayan tek yavrunun ben olmadığımı , çevremde bi sürü yavrunun olduğunu farkettim . koridorlardan sürekli yavrular toplanıp bizim üzerimize atılıyodu . hepsi atlattıkları şoktan sonra ağlamaya başlıyodu . bense bizi yıkamaya götürceklerini , sonra annelerimize temiz şekilde teslim ediceklerini falan düşünüyodum . ama durumun böyle olmadığını bizi zar zor sığdığımız kafeslere kodyuklarında anladım . burda bizden biraz daha büyük  yavrular adamlar gittikten sonra durumu anlattılar . bizi buraya getirmişler çünkü eğer annelerimizin yanında kalırsak sütü içermişiz -ee bu gayet normal değil mi ? zaten Allah o sütü biz içelim diye annemize vermedi mi ? - dedim . evet Allah annelerimze bizim için süt vermişti . ama insan denilen bi canlı varmış . bu canlı doğar doğmaz annesinin sütünü içermiş annesinin sütü bitince benim annemin sütünü içmek istermiş . o yüzden ben annemden ayrılmışım . - peki annemin sütünü nasıl içicekler ? diye sordum . sonuçta benim bu iş için damaklarım vardı . eskiden insanların elleriyle inekleri sağdıklarını ama şimdi süte talebin çok olması ve teknolojinin gelişmesi sebebiyle bunu makinelerle yaptıklarını öğrendim. makine mantıklı tabi . daha az insan çalıştırıp daha çok süt sağabilirdi patron . hem de daha fazla para kazanırdı bu sayede ! ama büyük bi problem vardı ortada . ya makineleri annelerimizin memelerinden almayı unuturlarsa ? işte o zaman noluyomuş biliyo musunuz ?? annemizin memesinde süt kalmayınca makine hala sağma işlemine devam ediyosa artık süt yerine kan akıyomuş ... ben annemin memesinden kan akma ihtimaline üzülürken patron süte kan karıştığı için üzülüyomuş ... ama aklında ne sütü ziyan etmek ne de müşteriye kanlı süt içirme fikri varmış . bu yüzden çok zeki insanoğlu başka bişi düşünmüş ve içine kan karışan süte farklı kimyasal maddeler eklemiş insanlar anlamasın diye .- peki ... şimdi bana ne olcak ? - dedim . annemin sütünü içemediğim için beni antibiyotik ve bilmediğim hormonlu gıdalarla besleyip en kısa zamanda büyütüp anneme yaptıkları gibi tecavüz ediceklermiş - neden ?!- dedim . çünkü çiftleşmemi beklicek zamanları yokmuş ...burası eğlence merkezi değilmiş market rafları hiç boş kalamazmış patron para kazanmalıymış . doğan çocuklarımı benden çalıcaklarmış . hiç yeşilliğe çıkmicakmışım hiç güneşi göremicekmişim .memelerime o metal sağma aletlerine takıp 7/24 beni sağcaklarmış . ÇÜNKÜ İNSANLARIN SÜTE İHTİYACI VARMIŞ! yaşlandığımda , artık süt veremez hala geldiğimde ise beni kardeşim gibi mezbahaya yollicaklarmış . ÇÜNKÜ İNSANLAR AÇMIŞ !
bu sektör böyle sürüp gidicekmiş ... ÇÜNKÜ İNSANLARIN GÖZÜ HİÇ DOYMAZMIŞ!

ama ben ve dostlarım için savaşan , hakkımızı savunan, hikayelerimizi anlatan insanlar da varmış . İşte onlar bu düzeni bi gün yıkıcaklarmış !

6 Mart 2014 Perşembe

vegan - vejeteryan

bundan önceki veganlık yazımda size bu durumla nasıl karşılaştığımı çok arafta kaldığımı falan yazmıştım . hayvanlara yapılan sömürüyle , tecavüzü ve cinayetle tanışalı 4 ay oldu . o yazımda size vegan olmak istediğimi ama bunun Türkiye'de çok kolay olmadığını Almanya'ya gittiğimde %100 vegan olcamı söylemiştim . Öncelikle şunu söylemeliyim ki Almanya'ya GİDEMEDİM


Ama Almanya'ya gidemek benim planlarımı bozamaz. Ben hala vegan olmak için çabalıyorum . Şimdi şey diyebilirsiniz -bu ne çabalamakmış çabala çabala 4 ayda hiçbi şey olmadı ?! - Ama emin olun bu şak denilince olan bişi değil hele ki Türkiye'de yaşıyosanız bi de ekonomik özgürlüğünüz yoksa fiyatları diğerlerine göre biraz daha pahalı olan bu vegan ürünleri kullanmak çok da kolay olmuyo . ama yine de para hiç bi canlının hayatından değerli değildir. 

Bu yazının asıl amacı şunu açıklamak ki , artık sizinle et , süt , yumurta , kürk , deri , sirk , yunus parkları ; kısacası hayvanların sömürüldüğü, tecavüze uğradığı , işkence gördüğü , acımasızca katledildiği bütün sektörlerin gerçek yüzlerini artık sayfamda sizlerle paylaşmaya karar verdim . ara sıra veganlık - vejeteryanlık - islam hakkındaki düşüncelerimi de sizinle paylaşıcam . 

23 Ocak 2014 Perşembe

Wag maşa 2 :)

 İlk yazımda wag maşadan fiyatından falan bahsetmiştim ve sonunda da yapıp koyucam demiştim ama biraz beklettim galiba :( özür dilerim :(( en sonunda yaptım . Önce yapımından biraz bahsediyim sonrasında fotoğrafı koyucam :) 
 Öncelikle benim saçımla ilgili sıkıntım şu ki çok ince telli olduğundan dolayı hacimsiz ve güçsüz gözüküyo . Genellikle düzleştirip çıkarım saçlarımı çok nadir de maşa yaparım ama o da 1-2 saat içinde akıp gider zaten . Bu wag benim kurtarıcım gibi bişi oldu . Çünkü inanılmaz hacimli duruyo. Bu hoşuma gitti . Hatta benim saçlarım çok çabuk yağlanır heralde saç tipi ve deriyle ilgili bu olay . Wag maşayı yaptığımda da saçım hafif yağlıydı ama wag maşadan sonra o yağ hiç kendini göstermedi sanki yeni yıkanmış gibi falandı . Neyse :D wag masa benim bayaa hosuma gitti . Sacimin fotografi 
 Yaparken biraz kolum agrisa da sonucu iyiydi :) alet biraz agir kanimca :) ama masa gibi uzun surmuyo . Yani benim bu saci yapmam 15-20 dakika falan surmustur . Kolumun agrisi disinda tabi parmaklarimi da yaktim biraz :D  
 Benim masanin fotografi da bu 
Markasi da trina . Arastirirken hic duymadim ama onceki yazida da bahsetmistim zaten enistem kuafor malzemeleri satan yerden almis bunu . En yuksek isi ayari da 240 derece . Aa bi de saci yakma olayi var . Yani yaparken cok dikkatli olmak gerekiyo . Ben mesela en fazla 5 saniye tutuyorum sacimda . Ve garip bi koku veriyo . Kina kokusu gibi bisey :) neyse insallah bu yazi wag masa hakkinda az cok fikir verebilmistir, insallah iyi anlatabilmisimdir :) 

24 Aralık 2013 Salı

çok dertliyim arkadaş çooook :( 'vegan'

başlıkta da yazdığı gibi derdim büyük gençler :(  yaklaşık 2 aydır bi vegan olma düşüncem var . yani aslında bu düşünce değil . olmak için ciddi anlamda çaba sarf ediyorum . uzun süredir kürke karşıydım yapılan işkencelere falan karşıydım . o zamanlar aklımda et yemenin süt içmenin zararlı olcağı fikri yoktu tabiki . ta ki James wildman 'ın ' Sizden sır gibi saklanan gerçekler ' http://www.youtube.com/watch?v=kb7BPva0ioo videosunu izyene kadar. video toplamda 68 dakika. veganlığı harika anlatıyo . aslında vücudumuzun ete süte ihtiyaç duymadığını kanıtlıyo falan filan .bu videoya ben facebookda 'Hayvan Özgürlüğü' https://www.facebook.com/HayvanOzgurluguTr?fref=ts sayfasından ulaştım . süresi önce beni bi itti . uzun olduğu için bi 5 dakika izler kapatırım diye düşündüm . ama yapamadım . çünkü ilk defa gerçeklerle bu kadar açık karşılaştığımı hissettim . izledikçe izleyesim geldi . video bittiğinde sanki biraz daha büyüdüğümü hissettim . bu zamana kadar tabağıma konan tavuğun aslında canlı olduğunu , yumurtayı yiyebilmem için tavuklara yapılan işkenceyi gördüm , bi paket süt için minicik buzağının annesinden zorla ayrılırken yaşadığı acıyı içimde hissettim :(. her gece ağladım :(  her gece Allaha yalvardım . ne yapabiilirim , nasıl yaparım , onların acı çekmesini nasıl engellerim ... aklımda hep bu sorular . çevremdeki insanlar sürekli bundan bahsetmemden sıkıldı . annem çıldırdığımı düşünüyo . :( ama benim durumum hepsinden vahim . biliyorum ki vegan olduğumda bu sektöre engel olamicam , dünyadaki hayvanları kurtaramicam . yüreğimdeki bu ateş sönmicek. hem de hiç bi zaman :(bu işkenceleri ilk farkettiğimde internette bi yazı okumuştum . yerini zamanını falan hatırlamıyorum . bi adam kürk dükkanının önünde kendini yakmıştı . o zamanlar bunun çok anlamsız olduğunu düşünmüştüm tabi . adamın girdiği psikolojinin nasıl olduğunu hayal bile etmek istemiyodum . bi insan nasıl olurda hayvanlar için canına kıyabilir diyodum . son 2 haftada gece gündüz tek düşündüğüm şey onlar oldu . adamın psikolojisine yaklaştığımı hissediyorum . hala vegan değilim. şuan sadece vejeteryanım . yakında almanyaya gidicem . orda kesinlikle veganlığı denicem . ama şuanlık napıcam bilmiyorum . arafta olduğumu hissediyorum . yüreğimdeki bu ateş beni yakıp kavurmadan nasıl söndürücem bilmiyorum :(

25 Kasım 2013 Pazartesi

wag maşa

bugünkü yazım wag maşayla ilgili . yani şu alet oluyo kendisi :))
bu aleti bi 3 ay önce falan youtubeda izledğim bi videoda gördüm . saçları su dalgası yapıyomuş yani öyle diyolar bence örülmüş açılmış gibi duruyo ama on numara bişi .
wag maşanın yaptığı iş buymuş. ben bunu görünce tabi bayıldım dibim düştü falan . almaya niyetlendim artık fiyat bakıcam internetten yorum okuyorum aynı zamanda . kullanan kadınlar en iyisinin babyliss olduğunu söylüyolar hep . e öyle olunca ben de babyliss wag maşa yazdım google a fiyatına bakıyim diye. bakmaz olaydııım . fiyatı gördüğüm anda zaten böyleydim 
ulan bi maşanın 200 lira fiyatı mı olur ! kafa mı yapıyo bu !heralde babyliss böyle uçuk diye düşünerekten diğer maşaların fiyatlarına baktım . ama durum benim umduğum gibi değilmiş :( en düşüğü 120 lira :( hal böyle olunca internette araştırmalarım bu sefer yurtdışındaki mağazalara kaydı . ablam hostes olduğu için çoğu zaman yurtdışından daha uygun fiyatlı şeyleri sipariş ediyorum ondan :))baktımki amerikada bi markette 20 dolar hemen söyledim falan onun da şansıma o ay amerika uçuşu yok . ben maşa maşa diye çıldırıyorum . kadınlarklubunde maşayla ilgili yorumları okurken (ben bişeye taktıysam huyum kurusun sabah akşam onu araştırrım falan bu yüzden wag maşayla ilgili okumadığım site izlemedeğim video kalmamştr) bi kadın normal maşayla da aynı görüntüyü elde edebilceğimizi ama bunun bi taktiği oldğunu falan yazmış . tabi bunu okuyunca baya sevindim ben hem param cebimde kalıcak hem de yeni bi metod öğrenmiş olucam falan diye . kadın bu yöntemle ilgili bi video çekmiş anasını satiyim bendeki şansın zaten o video da kaldırılmış youtubedan :( :@ en son evde muhabbet ediyoruz hep birlikte ablam dedi maşanın fotoğrafını yolla da bakarım falan ordan eniştem  sağolsun hemen ne maşası diye sorunca ben de anlattım o da tamam ben ona bakarım alt katta kuaför malzemeleri saten dükkan var belki orda vardır dedi . ay bi sevindim bi sevindim :))) ertesi gün pat mi mesaj -elif maşanı aldım akşam getiririm . ben tabi böyleyim evde 
akşam maşama kavuştum :)))çok şükür denemesini falan yaptım . onunla ilgili ayrı bi yazı yazmayı düşünüyorum . çünkü çok istediğim gibi bişi olmadığını gördüm :( şimdilik bu kadaaar :*

3 Ekim 2013 Perşembe

Almanya ya adım adım :)

Almanyada okuma fikri iyi güzel de harika bi almanca olmadığından gidiyim de kursa kaydoliyim bari dedim . gittim ama bunların alman olduğunu unutmuşum :) aşırı disiplindi işleri var :D kayıt işlemini öyle kafama göre yapamıyomuşum :Dbelli bi tarihte gitmem gerekiyomuş falan filan :D bunu anlatan kız almandı bi de ne dediğini doğru düzgün anlayamadım tamam tamam tschüss diyip çıktım :) eve geldim falan tabi ben kendi kendime diyorum ki arar telefondan halledirim sonuçta goethe yani :D günler günleri kovaladı artık ay sonuna yaklaştık içime bi kurt düştü babam her gün baskı yapıyo falan o kursa kaydolama ben seni goethe ye göndericem havalarında :D :D en iyisi ben ariyim dedim . nerden biliyim öyle bi kursun adam gibi telefonunun olmadığını . arıyorum bi kadın çıkıyo banttan konusuyo da konusuyo istediği tuşlara basıyorum ben bastıkça kadın bantı başa sarıyo falan bikaç gün böyle takıldık telefonla :D sonra aklıma bi fikir geldi . mail atıyım en iyisi dedim . neyse cevap falan geldi ayın 30unda 10la 4 arası kayıt saatiymiş . bak bak seen hem her gün kayıt alma hem de kayıt gününü saatle sınırlandır :D Alman işte bunlar :) gittim kursa önce sınav olmam falan lazımmış işte çıktım sınıfa bi alman hoca önüme kağıt koydu soruları çöz dedi saolsun çöz demese ben sorularla dans edicektim :D sonra bi de hans espri patlattı - sorulağla sakın sayiyal loto oynamayiin ikii yanlis biğğ dogğuyu götüğüyooğ !- ayıptır adam kırılmasın dedim başımı hafif sola eğip gülümsedim .ama bizim alman bu espriyi baya tutmuş benden sonra gelen 7 öğrenciye de aynı espriyi yaptı :) neyse espriler eşliğinde sınavı verdim az da muhabbet ettik kendisiyle bi de kompozisyon istedi .bu yaz ne yaptığımı anlatmam gerekirmiş . ulan 3 ayda  1 hafta bodruma gittim  bütün kompozisyon aynı şeyi anlattım farklı cümlelerle . türkçesi şu oldu

yazın bodrumda kaldım 1 hafta ablam ve eniştemle birlikte . hava çok sıcaktı . akşamları gezmeye gittik . bodrum çok güzeldi . bodrumun yemekleri de çok güzeldi . istanbula döndüğümde çok kilo almıştım . çünkü yemekler bodrumda çok güzel hep yemek yedim . en güzel yemekler bodrumdaaaa . ve tatilim bitti . sonuçolarak bodrumu çok sevdim çünkü bodrum ve yemekler çok güzel

adam bunu okuduktan sonra kantine falan gitti heralde :D neyse öyle böyle kaydoldum kursa . artık hakkımda hayırlısı diyerek bu yazıyı sonlandırıyorum :) bir dahaki yazımda okunmak üzere :) :* he bi de benden size güzel bi gif :D

29 Eylül 2013 Pazar

Sıkıntııı

Gecenin bi yarısı sıkıntıdan öö getirmişken dedim kalk bi oje sür bari . Çok renkli ojeler sevmediğimden genellikle oje kutumde 319 310 renksiz ya da ten rengi oje falan bulunur . Bikaç tane de pembe ve kırmızı tonları işte . Aldım kutuyu önüme sanki cok secenegim varmis gibi 😃😃 baktim
Baktim ulan bi de ne goriyim orda bi siyah oje var 😃 sasirdim 😃 sonra dedim ki bi degisiklik olsunn surelim 😃ben begendim gibi 😛 siyah ojeyle tanismam fena degildi anlicanizz 😃 istee  ortaya bu cikti 😃